Binicilik Tarihi 2

Teknolojinin gelişmesi ve motorlu araçların icad edilmesi bir binek hayvanı olarak atın gündelik hayatta ulaşım aracı olarak kullanımını neredeyse ortadan kaldırmış olsa da son birkaç bin yıldır atlar, insanlığın kendi gücünü kullanmadan bir yerden bir yere gitmesinin en yaygın aracıydı. İlk arabalar icat edildiğinde birçok insan bu fantastik teknolojinin hiçbir şekilde atın yerini alamayacağını düşünmüşlerdi. Bunun sebebi otomobillerin yollarda görünmeye başladığı dönemde at ve insan ilişkisinin insan toplumlarının vazgeçilmez önemde bir parçası olmasıdır. Ancak günümüzde atlar bu yaşamsal önemini teknolojiye karşı kaybetmiş olsa da insanlık, bir spor faaliyeti ve hobi alanı olarak binicilikten hiçbir zaman vazgeçememiştir. Yazımızın bu ikinci bölümünde biniciliğin profesyonel bir spor dalına dönüşmesini ve günümüzde kazandığı konumuna nasıl geldiğini özetleyeceğiz. 

At Yarışları ve Olimpik Bir Spor Dalı Olarak Binicilik

At yarışı, tarihteki en eski ve dünya tarihi boyunca farklı kültürlerin birçoğunda yapılan sporlardan biridir. Atlar ve insanların birlikteliği, atların öncelikle hayatın pratik amaçları için kullanılmasını içermekle birlikte, bu iki tür arasındaki uyumun estetik bir yansıması olarak muhteşem bir spor branşı olan biniciliğin de ortaya çıkmasına yol açmıştır. İlk at yarışlarının, eski Türk devletlerinde göçebe kültürünün bir parçası olarak yapıldığı da kimi uzmanlarca iddia edilmiştir. Antik Yunan’da ortaya çıkan olimpiyatlarda da hem arabalı hem de normal at yarışları yapıldığı tarihi kaynaklarda geçmektedir. 

Resmi ve düzenli olarak ilk defa at yarışları 17. yüzyılda İngiltere ve sonrasında Kuzey Amerika’da düzenlenmiştir. Bu ilk dönemden sonra standartları belirlenmiş, kurallar bütünü oluşmuş ve zaman içerisinde uluslararası bir spor dalına dönüşmüştür. İlk defa 1900 Yaz Olimpiyatları’nda binicilik, olimpik bir spor dalı olarak tüm dünyanın gündemine girmiştir ve 1912 Stockholm olimpiyatları ile birlikte ise at terbiyesi, engel atlama ve üç günlük yarış branşlarıyla uluslararası bir boyut kazanmıştır. Bu üç branş sonraki olimpiyatlarda atlı sporların temeli olarak yerleşmiştir.

Günümüzde safkan ya da yarımkan atlarla gerçekleştirilen at yarışları düz ve engelli koşu olmak üzere iki ayrı dala ayrılır. Düz koşularda en hızlı ve değerli özel yarış atları kullanılır. Düz koşu yarışmalarının ödülleri oldukça yüksek rakamlara ulaşır. Engel atlama yarışlarında ise daha yaşlı ve daha iri olan atlar birbirleriyle daha yüksek engelleri zıplayarak geçme konusunda yarışırlar. At yarışları üzerine bahis oynanabildiği için bu sektör tüm dünyada milyarlarca dolarlık bir hacim yaratmakta ve birçok insanın binicilik sporu hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamaktadır.

Ülkemizde At Yarışları

Türkiye’de ilk at yarışının, 2. Osmanlı Padişahı Orhan Bey’in Bursa’yı fethetmesinde sonraki dönemde gerçekleştirildiğine dair kanıtlar vardır.  17. yüzyılda Edirne’de ve İstanbul’daki Yıldız Köşkü bahçesinde at yarışları birçok izleyicinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. 19. yüzyılda ise o günkü adı Makriköy olan Bakırköy’de Şeyhülislam Veli Efendinin vakfettiği Çırpıcıçayırı adlı bölgede at yarışları düzenlenmiş, 1911 yılında ise bu arazi hipodroma dönüştürülerek kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca Osmanlı’da mesire alanlarıyla ünlü Kâğıthane bölgesinde de at yarışları yapılırdı.

Cumhuriyet’ten sonraki dönemde düzenli şekilde gerçekleştirilen yarışların ilki 1924 tarihlidir. Mustafa Kemal Atatürk adına düzenlenen Gazi Koşusu 1927’de başlamış ve günümüze kadar düzenli bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle de ülkemizdeki en ünlü at yarışıdır. Türkiye Jokey Kulübü İstanbul ve Ankara haricinde başka şehirlerimizde de son derece ilgi gören yarışlar düzenlemektedir. Cumhurbaşkanlığı Kupası, Başbakanlık Kupası ve Türkiye Büyük Millet Meclisi koşusu da düzenlenmektedir ki bu isimlerden de anlaşılacağı üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti at yarışlarına ayrı bir önem göstermekte ve en önemli kurumları adına yarışanlara ödüller vermektedir.

At yarışlarının düzenlenmesi biniciliğe, at yetiştiriciliğine ve at terbiyeciliğine ilginin artmasını sağlamaktadır. Tüm dünyada binicilik sporu ve alt dallarında düzenlenen bu yarışlar sayesinde binicilik yeni nesiller tarafından da sevilip benimsenerek aktarılabilmiştir. At, insanlık tarihi boyunca tüm dünyada hem savaşta hem de ulaşım, iletişim, ticaret ve tarım gibi barışçıl uğraşlarda çok önemli bir rol oynamış, ardından da saygın bir spor dalına dönüşerek kendi geleneğini korumaya devam etmiştir. Memlük Atlı Spor Kulübü olarak 2017’den beri insanlık tarihinin bu en eski spor geleneğinin devamını sağlama konusundaki çabalarımızla gurur duyuyoruz. Yeni nesillere biniciliğin güzelliklerini ve faydalarını aktarmayı bir borç biliyor ve bu büyük gelenek içerisinde kendimize düşen rolü en iyi şekilde oynamaya çalışıyoruz. Balıkesir’in Erdek ilçesindeki modern tesisimizde binicilik sporu ile tanışmak ve kendinizi geliştirmek için her türlü hizmeti sunuyoruz.